Ergoterapi Nedir?
Ergoterapi anlamlı ve amaçlı aktivitelerle sağlığı ve refahı geliştiren kişi merkezli bir sağlık mesleğidir. Ergoterapinin temel amacı kişilerin günlük yaşam aktivitelerine katılımını sağlamaktır. Ergoterapistler kişi ve toplulukların istedikleri, ihtiyaç duydukları veya kendilerinden beklenen aktiviteleri yapabilme becerilerini geliştirerek veya aktiviteyi ya da çevreyi kişilerin katılımını daha iyi sağlayabilecek şekilde düzenleyerek bu amaca ulaşırlar.
Ergoterapistler bire bir kişilerle, gruplarla veya topluluklarla iş birliği içinde çalışmak için gerekli bilgi, beceri ve davranışlarla donatılan tıbbi, sosyal davranışsal, psikolojik, psikososyal ve ergoterapi bilimi alanında geniş eğitime sahiptir.
Ergoterapistler, herhangi bir sağlık problemi nedeniyle vücut yapı ve işlevlerinde bozukluğu olan veya yer aldığı sosyal ya da kültürel azınlık grup nedeniyle toplumdan dışlanmış veya katılımı kısıtlanmış tüm kişilerle çalışır.
Ergoterapistler, katılımın kişilerin fiziksel, duygusal, veya bilişsel yetenekleri; aktivitenin özellikleri veya fiziksel, kültürel, sosyal, davranışsal ve yasal çevre ile desteklendiği ya da kısıtlandığına inanırlar.
Bu nedenle ergoterapi toplumsal katılımı artırmak için kişi, aktivite, çevre veya bunların bazılarının veya hepsinin düzenlenmesi ile kişilerin yeterliğini artırmaya odaklanır.
Ergoterapi, ev, okul, iş yeri, fabrika, sağlık merkezi, huzurevi, rehabilitasyon merkezi, hastane ve adli kurum gibi kamu kuruluşları ile özel veya gönüllü kuruluşları içeren geniş bir yelpazede uygulama alanına sahiptir.
Kişiler ergoterapi sürecine aktif olarak katılırlar. Sonuçlar kişi merkezlidir ve çeşitlidir, aktivite performansında düzelme veya aktivite katılımından kaynaklanan memnuniyet ölçülür. Sağlık mesleği olarak ergoterapiyi düzenleyen ülkelerin çoğunda üniversite düzeyinde mesleğe özgü eğitim gereklidir (World Federation Occupational Therapy, 2010 General Meeting, Chile).
RANDEVU İÇİN: 0312 460 17 98 arayabilirsiniz.
OTİZMLİ BİREYİN DUYUSAL DÜNYASINA BAKIŞ
Otistik spektrum bozukluğu olan pek çok kişi duyularla ilgili birtakım güçlükler yaşayabilir ve özellikle belli uyaranlara karşı hassas olabilirler. Bu zorluklar anne babaların ve eğitimcilerin onları anlamaya çalışırlarken kafalarının karışmasına neden olabilir.
Bu kitapçıkta duyu bütünlemesiyle ilgili temel bilgileri, bu bozukluğu olanların yaşayabileceği sıkıntıları ve onlara yardımcı olabilecek temel stratejileri – yöntemleri bulacaksınız. Kitapçığın amacı otizmli bireylerin duyusal dünyalarıyla ilgili insanların bilinçlenmesini sağlamaktır.
Bu kitapçıkta otizm terimi, otizm, asperger sendromu ve tüm otistik spektrum bozukluklarını kapsayacak biçimde kullanılmıştır.
Yaşadığımız dünyayı kavramak ve ona uyum sağlamak için duyularımıza ihtiyaç duyarız. Duyular bireylerin kendilerine özel deneyimler yaşamalarını ve diğer insanlarla etkileşime girmelerini sağlar. Duyularımız çevremizde olup bitenleri anlamamıza ve onlara uygun tepkiler geliştirmemize yardımcı olur. Hangi durumda nasıl tepki vereceğimizi duyularımız belirlerler.
Bir duyunuzun ya da bütün duyularınızın aynı anda uyarıldığını veya hiçbir duyunuzun mevcut olmadığını düşünün. Bu tür bir sorun, genel olarak duyu bütünlemesi bozukluğu olarak adlandırılır ve otistik spektrum bozukluğu olan pek çok kişide bu duruma rastlanır.
Otizmin pek çok tanımı olmasına karşın bunlardan çok azı otistik bir bireyin ne hissettiğine değinir. Bizler sadece, yaşadıkları zorlu duygu ve deneyimlerini bizlere aktarabilen otizmli bireylerin kişisel tecrübeleri doğrultusunda otizmle ilgili bu tür bir bakış açısı kazanabiliriz.
Otistik olmayan kişilerin hemen her gün yaşadıkları sıradan deneyimler, otistik kişiler için son derece acı verici ve olumsuz bir tecrübeye dönüşebilir. Otizmli bireylerin sergiledikleri alışılmadık davranışlar genellikle yaşadıkları duyusal deneyimlere gösterdikleri bir tepkidir.
Bu suretle otizmli bireylerin niçin kendilerine has davranışlar sergilediklerini ve kendi kendilerini uyarmaya yönelik davranışlar başlattıklarını (mesela kendi etraflarında dönmek, el çırpmak ve sallamak benzeri) daha iyi anlayabiliriz çünkü bu davranışlar onların kendi dünyalarını denetim altına almalarına ve kendilerini daha güvende hissetmelerine neden olur.
“Duyusal açıdan çok fazla uyarana maruz kaldığımda kendimi tamamen kapatıyorum… Bu aynı bölünmek gibi… Çok garip, sanki aynı anda 40 tane televizyon kanalını birden seyrediyorum.”1
Duyu Bütünlemesi
Dr. Jean Ayres duyu bütünlemesini “duyuların aracılığıyla edinilen bilgilerin işlenip kullanıma hazır hale getirilmesi amacıyla organize edilmesi/düzenlenmesi”2 olarak tanımlar. Duyu bütünlemesi, duyuların algılamaya dönüştürülmesini içeren bir süreçtir.Merkezi sinir sistemi (beyin), vücudun çeşitli duyusal sistemlerinden gönderilen duyusal bilgileri işler, organize eder, önem sırasına koyar ve bilgiyi anlar. Herhangi bir duruma karşı bir davranış geliştirebilmek için düşünceler, duygular, motor tepkiler (davranışlar) ya da bütün bunların hepsi aynı anda gerekebilir.
Vücudumuzda duyusal uyarıları alan alıcı sinirler vardır. Ellerimiz ve ayaklarımız bu alıcıların çoğunu içerir. Çoğu zaman duyusal bilgileri işleme otomatik olarak yapılır.Duyusal sistemleri altı bölüme ayırabiliriz. Bu alanların her birini de hassasiyet seviyesini göstermesi amacıyla Hipo (az duyarlı) ve hiper (çok duyarlı) olmak üzere ikiye ayırabiliriz.Bu bölümde Brende Smith Myles’ın duyusal bütünlemeyle ilgi kapsamlı açıklamalarına yer verilecektir. Daha fazla detaylı bilgi için Myles’ın kitabına başvurulabilir.3
Denge (Vestibular) sistemi
İç kulakta yer alır. Yer çekimiyle bağlantılı olarak, vücudumuzun alan içerisinde nerede olduğunu, hızını, yönünü ve hareketini algılamamızı sağlar, bize bununla ilgili bilgi verir. Bu sistem vücudumuzu dengede tutmak ve vücudumuzun postürünü korumak için temeldir. Otistik spektrum bozukluğu olan bireylerin yaşayabileceği zorluklar şunlar olabilir:
Hipo (Az duyarlı)
Sallanma ve kendi etrafında dönme ihtiyacı
Hiper (Çok duyarlı)
Hareket gerektiren aktiviteleri yapmakta güçlük (spor gibi)
Aniden durmak veya devam eden bir aktiviteyi sonlandırmakta güçlük
Vücut Farkındalığı (Propriosepsiyon) sistemi
Kaslarda ve eklemlerde yer alır ve vücudumuzun nerede olduğunu söyler. Bununla birlikte vücut parçalarının nerede olduğu ve nasıl hareket ettiklerine ilişkin bilgi verir. Otistik spektrum bozukluğuna sahip bireylerin yaşayabileceği güçlükler şunlar olabilir:
Fiziksel mesafe- başkalarına çok yakın durma
Vücutlarının kapladığı alanın farkında olmama
Yön bulma ve engellerden sakınmada zorlanma
İnsanlara çarpma
ince motor becerilerini kullanmayı gerektiren etkinliklerde zorlanma ve küçük nesneleri kullanmakta (düğme ilikleme, bağcık bağlama benzeri)güçlük yaşama
Herhangi bir şeye bakarken tüm vücutlarıyla dönme
Koklama sistemi
Burundaki kimyasal alıcıların işlemesiyle yakın çevremizdeki kokular hakkında bilgi verir. Koklama çoğunlukla unuttuğumuz ve ihmal ettiğimiz bir duyumuzdur. Oysaki koklama güvenilirliğine inandığımız ilk duyumuzdur. Otistik bireylerde koklamayla ilgili şu güçlükler yaşanabilir:
Hiç koku almama veya çok yoğun bir kokuyu dahi fark etmeme
Nesneleri yalama
Kokuların olduğundan yoğun ve rahatsız edici gelmesi
Tuvalete gitmekte zorlanma
Baskın kokulu şampuan veya parfüm kullanan kişilerden hoşlanmama
“Kedi, köpek, deodorant ve tıraş losyonu kokusuna tahammül edemiyorum ve parfüm kokusu beni çılgına çeviriyor.”4
Görme sistemi
Gözün retina kısmında yer alır ve ışık ile aktif hale gelir. Görme duyumuz nesneleri, insanları, renkleri, zıtlıkları ve uzamsal sınırları tanımamıza yardımcı olur. Otizmli kişinin yaşayabileceği zorluklar şunlar olabilir:
Nesneleri olduğundan daha karanlık görme, çizgileri ve ayırt edici özellikleri fark etmeme
Merkezdeki görüntünün bulanık olması sebebiyle çevredeki görüntüye odaklanma veya nesneyi olduğundan daha büyük algılayıp nesnenin etrafını bulanık görme
Zayıf derinlik algısı- tutma ve yakalamada güçlük çekme, sakarlık
Görüntüde bozulma
Gözün önünden küçük nesnelerin ve parlak ışıkların geçmesi
Fazla uyarana maruz kalma sonucu bölük pörçük görme
Herhangi bir nesneye bir bütün olarak bakmak yerine nesnenin bir bölümüne odaklanma
Duyma sistemi
İç kulakta bulunur ve çevremizdeki seslerle ilgili bizi bilgilendirir. Duyusal bozukluklar içerisinde en belirgin olarak fark edilebilenidir. Otizmli kişilerin yaşayabileceği zorluklar şunlar olabilir:
Tek kulağın duyma işlevini gerçekleştirmesi ve diğer kulağın kısmi duyması ya da hiç duymaması
Bazı sesleri tanımlayamama
Kalabalık ve gürültülü ortamlardan, kapı çarpması ya da nesnelerin çıkarttığı seslerden hoşlanma
Gürültüyü olduğundan daha yüksek seste algılama ve çevredeki sesleri net olarak algılayamama
Bazı sesleri duymazlıktan gelememe, konsantre olmakta güçlük çekme
Duyma eşiğinin çok düşük olması ve bu sebeple işitsel uyaranlara karşı çok hassas olma (Örneğin çok uzaktaki bir konuşmayı dahi duyabilme)
Duyma bozukluğu kişinin iletişim becerilerini ve vücut dengesini direkt olarak etkiler.
Dokunma sistemi
Deride bulunur vücudun en büyük organıdır. Dokunma, basınç ve ağrı seviyesiyle ilişkilidir ve bu suretle ısıyı (sıcak ve soğuğu) ayırt etmemize yardımcı olur.
Dokunma sosyal gelişimin önemli bir parçasıdır. İçinde olduğumuz çevreyi ölçüp değerlendirmemize yardımcı olur ve buna uygun tepkiler geliştirmemizi sağlar.
Başkalarını sıkıca tutma
Acıya ve ısıya karşı dayanıklı olma
Kendi kendilerine zarar verme
Üstüne ağır nesneler koymaktan hoşlanma
Dokunma bile acı verici ve rahatsız edici olabilir. Genellikle içe kapanıktırlar, dokunmaktan çekinirler. Bu durum, diğer insanlarla kurdukları ilişkileri olumsuz yönde etkiler.
El ve ayaklarında bir şeyler olmasından hoşlanmama (saat, çorap vb…)
Saçları tararken ve yıkarken zorlanma
Yalnız belli dokudaki kıyafetleri giymekten hoşlanma
“Bana her dokunduklarında canım yanıyor ve derim alev alıyormuş gibi hissediyorum”5
Tat Alma sistemi
Dildeki kimyasal alıcılar tarafından işlenir. Tatlı, ekşi, acı, ve tuzlu gibi farklı tatları algılamamız sağlar. Tad alma tomurcukları çok hassas olan bireyler yalniz belli tip besinleri tercih edebilirler. Otizmli kişilerin yaşayabileceği zorluklar şunlar olabilir:
Keskin tatlardan (baharatlı, acılı, ekşili yemekler) hoşlanma
Her şeyi yeme (ör: toprak, çimen vb.)
Bazı tatları olduğundan daha keskin ve rahatsız edici bulma
Belli dokudaki yemeklerden rahatsız olma (Örneğin bazı çocuklar yalnızca patates püresi benzeri pütürsüz şeyleri yemeyi tercih edebilirler.)
Diğer Duyusal Bozukluklar
Sintezi
Otistik spektrum bozukluğundan farklıdır ve nadir olarak görülür. Otistik bozukluğu olan bazı bireylerde görülebilir. Duyusal kanallarda karışıklık olduğu zaman görülür. Duyusal bir deneyim bir sistemden girer ve farklı bir sistemden çıkar. Mesela kişi bir ses duyar (duyma sistemi) fakat renkler görür (görme sistemi).
ÖNERİLER
Otizmli kişilerin duyusal dünyalarını daha detaylı bir biçimde anlamamız, onlara daha rahat edecekleri bir çevre sunmamıza yardımcı olacaktır.
Aşağıdaki öneriler otizmli bireyin duyularının aşırı yüklenmesini engellemek suretiyle bireye daha rahat edeceği bir ortam sunmanıza yardımcı olabilir.
Hatırlanması gereken önemli noktalar
FARKINDALIK
Yaşanan sorunlar duyusal bir bozukluktan kaynaklanıyor olabileceği gerçeği göz ardı edilmemeli ve bu nedenle bireyin içinde bulunduğu çevre değerlendirilmelidir.
YARATICI OLMAK
Olumlu duyusal tecrübeler ve stratejiler geliştirmek için hayal gücünüzü kullanın.
HAZIRLIK
Otizmli bireyi yaşayacağı duyusal tecrübeler hakkında önceden bilgilendirin. (Örneğin gürültülü bir ortama girmesi gerektiği zaman)
Duyu Bütünlemesi Terapisi
Duyu bütünlemesi terapisi sürekli olarak birbirinden farklı ve çeşitli duyusal uyaranlara tabi tutulmayı içerir. Terapinin amacı, merkezi sinir sisteminin duyusal uyaranları işlemesini güçlendirmek, dengelemek ve geliştirmektir.
Duyu bütünlemesi terapisi kavramını geliştiren Carl Delacato, terapiyi beş duyu sistemi üzerine yoğunlaştırmıştır: görme, tatma, koklama, duyma ve dokunma. Günümüzde uğraşı terapistleri yapacakları etkinlikleri planlarken bu beş ana sistemin yanı sıra vestibüler ve propriosepsiyon sistemleri üzerinde de durmaktadırlar..
Denge (Vestibular) ile İlgili Öneriler:
Etkinlikleri denge sistemini geliştirmeye yardımcı olacak biçimde düzenleyin. (örneğin salıncak, tahterevalli veya atlıkarınca benzeri oyuncaklara binmeye teşvik edin).
Etkinlikleri küçük adımlara bölün ve görsel ipuçları kullanın.
Vücut Farkındalığına (Propriosepsiyon) Yönelik Öneriler:
Odanın kenarlarındaki mobilyaları geçişlere izin verecek biçimde düzenleyin.
Sınırları belirlemek için yüzeye renkli bantlar yapıştırın
İnsanlara ne yakınlıkta durması gerektiğini öğretmek amacıyla kol uzunluğu prensibinden yararlanın. İnsanlarla konuşurken gerekli mesafeyi sağlayabilmesi amacıyla karşısındakiyle kendisi arasında bir kol mesafesi bırakması gerektiğini gösterin.
İpe boncuk ya da makara dizmek gibi benzeri etkinlikler yaptırtın. Bu suretle ince motor becerilerinin gelişimine de katkı sağlamış olursunuz.
Koklama Duyusuna Yönelik Öneriler:
Keskin kokulu olan ürünleri ödül olarak kullanın ve bu suretle çocuğunuzu baskın kokusu olan uygunsuz nesnelerden (çöp ve dışkı benzeri) uzak tutun.
Kullandığınız deterjan ya da şampuanın kokusuz olmasına özen gösterin ve parfüm sürmekten kaçının.
Görme Duyusuna Yönelik Öneriler:
Floresan ışığı yerine pastel tonda ışık veren ampül kullanın.
Güneş gözlüğü kullanmaya teşvik edin.
Işığı bloke etmek amacıyla perde ve güneşlik kullanın.
Sınıf içerisinde bir istasyon oluşturun. Çocuğunuzun sırasının etrafını paravanla çevirmek suretiyle görsel açıdan dikkatinin dağılmasını engelleyin.
Duyma Duyusuna Yönelik Öneriler:
İşitsel Entegrasyon Eğitimi
Bu yaklaşım, davranışların işitme sisteminde yaşanan sorunların bir sonucu olduğu teorisine dayanmaktadır
1980’lerin başında, Dr. Guy Berard bireylerin işitme sistemlerini test etmek amacıyla bir makine icat etmiştir. Bu makine, çeşitli sesler üretmekte, bu sesleri değiştirmek ve herhangi bir rahatsızlığa yol açmadan sesleri azami seviyeye çıkartmaktadır. İşitsel Entegrasyon Eğitimi’nde temel amaç işitme sistemini eğitmek ve işitsel girdiyi dengelemektir. Bu yaklaşımın geçerliliğiyle ilgili araştırmalar oldukça kısıtlıdır.
Müzik Terapisi
Otistik spektrum bozukluğu olan bireylerde sıkça kullanılan ve yararına inanılan bir yöntemdir. Müzik terapisi bireylere iletişim kurma, etkileşime girme ve kendilerini ifade etme konularında eşsiz fırsatlar sunmaktadır.
Dışarıdan gelen sesleri azaltmak için kapı ve pencereleri kapalı tutun.
Kalabalık ve gürültülü ortamlara girmeden önce çocuğunuzu önceden haberdar edin.
Kulak tıkacı kullanmaya teşvik edin.
Dokunma Duyusuna Yönelik Öneriler:
Üzerine ağır bir battaniye ya da yorgan örtün.
Uyku tulumunun içine girmeye teşvik edin.
Çocuğunuza dokunmanız gerekiyorsa onu önceden haberdar edin. Temas kurarken arkadan değil de önden yaklaşmaya özen gösterin.
Kucaklamanın onun için rahatlatıcı olmaktan ziyade acı verici olabileceğini unutmayın.
Farklı dokuda nesneler sunun ve bu amaçla tanıtacağınız nesneleri saklayabileceğiniz bir kutu oluşturun.
Saç tarama ve yıkanma gibi etkinlikleri kendi başına tamamlamasına fırsat verin ve bu suretle kendi hassasiyetini kırabilmesine ön ayak olun.
Duyu Bütünleme Terapisi Odaları
Duyu bütünleme terapisi odaları ya da çok yönlü uyaran içeren ortamların amacı, otizmli bireylere kendi duyusal sistemlerini uyarma, geliştirme ve dengeleme fırsatını sunmaktır.
Hollanda’da Hulsegge ve Verheul, “SNOEZELEN (rahatlama)” odaları düşüncesini geliştirmiş olan Clark’tan etkilenerek duyu bütünleme terapisi odası kavramını geliştirmişlerdir.6
Duyu bütünleme terapisi odaları ya da duyusal uyaran içeren ortamlar birbirinden farklı olabilirler ya da aynı zamanda farklı türde duyulara odaklanabilirler. Odalar aydınlık veya karanlık olabilir, farklı sesler içerebilir ya da karşılıklı oynanacak oyunlar için uygun bir ortam haline getirilebilir. Su veya yumuşak oyun materyalleri kullanmak suretiyle oyun geliştirilebilir. Özel olarak tasarlanan duyu bütünleme bahçelerinde koku alma, görme ve dokunma duyularına yönelik tecrübeler yaşama fırsatı sunulabilir. Çok yönlü uyaran içeren ortamlar teröpatik, eğitici ve rahatlatıcı işlevleri dolayısıyla çocuğun gelişimine katkıda bulunmayı amaçlar. Odalarda kullanılan araçlar çocuğun ihtiyacına ve uygulamacının kullanım amacına göre değişebilir.
Bu alanda yapılan kısıtlı araştırmaların kısıtlı olması sebebiyle çok yönlü duyusal ortamların faydası hakkındaki bilgiler daha çok gözlemlere ve kişisel tecrübelere dayanmaktadır.
EK 1
YARDIM ALABİLECEĞİNİZ PROFESYONELLER
Uğraşı terapistlerinin görevi duyusal problemler yaşayan bireyleri olabildiğince bağımsız kılmak amacıyla çevreyi düzenlemek ve bireyin ihtiyacına yönelik terapi programı tasarlamaktır.
Konuşma ve dil bozuklukları terapisti duyusal uyaranları daha çok dil ve iletişim becerileri gelişimini desteklemek için sıklıkla kullanırlar.
Müzik terapistleri; işitme duyusu başta olmak üzere duyusal sistemleri desteklemek ve geliştirmek için enstrümanları ve sesleri kullanırlar.yı bu şekilde düzenlemeyi seçmişlerdir.
leme fırsatını s
EK 2
DUYUSAL PROBLEMLER VE ÖNERİLER
Sebepler
KAYNAKÇA
Otistik bir bireyle yapılan bir röportajdan alıntılanmıştır.
Ayres, A.J. (1979) Sensory integration and the child (Duyusal Entegrasyon ve Çocuk). Los Angeles, Western Psychological Services.
Smith Myles, B., Tapscott Cook, K., Miller, N.E., Rinner, L., Robbins, L.A. (2000). Asperger syndrome and sensory issues – practical solutions for making sense of the world (Asperger sendromu ve duyusal problemler – dunyayı daha iyi anlamak için pratik çözümler). Shawnee Mission, Kansas, Autism Asperger Publishing Co.
Gillingham G. (1995) Autism: handle with care! Understanding and managing behavior of children and adults with autism (Otizm: Onları Özenle ele alın! Otizmli çocuk ve yetişkinlerin davranışlarını anlama ve idare altına alma) Arlington, Texas, Future Education Inc, p60.
Gillingham G. (1995) Autism: handle with care! Understanding and managing behavior of children and adults with autism (Otizm: Onları Özenle ele alın! Otizmli çocuk ve yetişkinlerin davranışlarını anlama ve idare altına alma) Arlington, Texas, Future Education Inc, p3.
Pagliano, P. (2000) Multisensory environments (Çok yönlü uyaran içeren çevreler), London, David Fulton Ltd.
Kate Wilkes
NAS Autism Helpline